Hakkımızda

HAKKIMIZDA

Ali Koka (Büyükdedemiz), Kosova Prizren’den Dersaadet’e (İstanbul) Saray’a gelmiş ve II. Abdülhamit’in Vardarbaşılığına kadar yükselmiştir. Güçlü sesi ve yiğitliği ile tanınan Ali Koka, çocukluğunda Prizren’de öğrendiği en iyi iş olan bozacılık ve limonatacılığı, 1886 yılında yapmaya koyulur. Ailesinin isteğiyle Osmanlı’nın son başkentinden ilk başkenti Bilecik’e göçen Vardarbaşı Ali Bey’in bir oğlu, iki kızı vardır. Oğlu Hızır, yüz kırk beş bin kaderdaşı gibi Yemen’de şehit düşmüş; kızlarından Hatice’yi, Hasan Sak ile evlendirmiştir. Hasan Sak, 1935 yılında Bilecik’ten Adapazarı YeniCami Semti’ne yerleşir; uzun, soğuk kış gecelerinin asırlık lezzeti olan Ali Koka Bozası’nın ticaretini yapmaya; kardeşlik ve huzur coğrafyası olarak bilinen, bağrında barındırdığı halklarıyla bir Osmanlı minyatürü olan Adapazarı’nda, Balkanlar’dan gelen hemşehrilerine yarenlik etmeye devam eder.

 

Hasan Sak oğlu Sadettin Sak, torunu Rahmi Sak, asırlık geleneği devam ettirir. Soğuk kış gecelerinde akşamları yeni hazırlanmış sıcak bozalar, Adapazarı sokaklarında bozacıların tarçın, leblebi ve fındık eşliğinde servisi ile sürer ve Ali Koka ismi nesilden nesile, kulaktan kulağa yayılır.

 

Beşinci kuşak  Rahmi Sak , dedeleri Ali Koka’nın mirası asırlık damak tadını, aynı titizliği ve hassasiyeti koruyarak yeniledikleri üretim ve pazarlama anlayışı ile Türkiye’nin her yerine ulaştırmaya başlamışlardır.

 

Türkiye’de Boza Kültürü

Boza, özellikle kış aylarında tüketimi tercih edilen bir içecektir. Dükkânlarda ve sokaklarda bozacılar tarafından satılırken, 2000’li yıllardan itibaren ambalaj sanayiindeki gelişme ve hızlı tüketim alışkanlıklarına paralel olarak uzun süre dayanıklı Bozalar, market raflarında yerini almaya ve mesafe ayırt etmeksizin son tüketiciye ulaştırılmaya başlamıştır.

Boza ve Faydaları

İbn-i Battuta, 14. yüzyıl başlarında yazdığı seyahatnamesinde Türklerin bulunduğu Deşt-i Kıpçak bölgesini anlatırken Türklerin içtiği bir şıra olan bozayı şöyle anlatmaktadır: "Tattığında ekşilik hissettiğim için hemen bıraktım. Yemekten çıktığım zaman bunun ne olduğunu araştırdım, anlattılar; Duki (düğ = ince bulgur) tanelerinden yapılan bir nebizdir bu. Onlar Hanefi mezhebindendir ve nebiz onlar nezdinde helaldir. Buralılar dukiden yapılmış bu nebize buza (boza) adını veriyorlar.”

 

Evliya Çelebi, 17. yüzyıl ortalarında İstanbul’da 300′den fazla bozacı dükkânının bulunduğunu, bu dükkânlarda 1100 kadar bozacının çalıştığını aktarmıştır. Osmanlı’da fazla mayalandırılarak, içine afyon katılan bozahanelerin, 19. yüzyıla doğru ortadan kalktığı bilinmektedir.

 

Temel olarak mısır, buğday, arpa, darı, pirinç ve yulaftan oluşan Boza içimiyle keyif vermesinin yanı sıra içerdiği demir, fosfor, A, B1, B2 ve E vitaminleri sayesinde sağlığa da çok faydalıdır.

Boza için uzmanlar, özellikle kış mevsiminde vücut direncini yükselttiğine ve probiyotik etkisi olduğuna dikkat çekmiş, tüketiminin artırılması gerektiğini vurgulamıştır. Başta nitrozamin gibi birçok kanserojen maddenin vücuttaki oluşumunu önleyen, zengin vitamin ve mineral deposu ile enerji veren Boza, sağlıklı yaşam için önemli bir besin kaynağı olarak hayatımızda yer almayı hak etmektedir.

 

 

 Enfeksiyon ve Öksürüğü Önlemeye Yardımcı Olur

Boza, solunum yolları enfeksiyonları ve daha çok öksürük için doğal bir şifa kaynağıdır; içerdiği bol miktardaki A, B, C ve E vitaminleri sayesinde soğuk algınlığıyla savaşır. Özellikle çocuklarda bronşların rahatlamasına, balgam çıkarmanın kolaylaşmasına yardımcı olur, böylece solunum yollarını rahatlatır. İnatçı öksürükleri bile birkaç gün içinde tamamen kesebilir.

 

Anne Sütünü Artırır

Boza, anne adayları ve yeni anneler için de adeta bir mucizevî içecektir. Zengin vitamin ve mineral içeriği sayesinde anne sütünü artırma özelliği bulunan Boza, yeni doğan bebeği de olumlu şekilde etkiler. Anne sütünden bebeğe aktarılan mineral ve vitaminler bebeğin sağlıklı ve güçlü olmasını sağlar. Özellikle anne ve bebeğin sağlıklı bir kemik yapısına sahip olmasına yardımcı olur.

 

 Sindirime Yardımcıdır, Hazmı Kolaylaştırır

Bozanın içerdiği asitler, zararsız asitlerdir. Bu asitler de midedeki asit seviyesini sağlıklı bir seviyede tutar, dengesini sağlar. Böylelikle hazmı da kolaylaştıran Boza, midenin yorulmasını engelleyip, bağırsakları temizler.

 

 Kanserle Mücadele Eder

Boza, vücut direncinin artması için gerekli olan vitamin, mineral ve bol miktarda antioksidanı barındırdığından bünyenin savunma sistemini geliştirir ve böylelikle kanserle mücadelede önemli rol oynar. Vücut direncini artırır, kanser riskini minimuma indirir.

 

 Kemik Sağlığını Korur

Boza içeriğindeki zengin vitaminler sayesinde özellikle gelişmekte olan çocukların kemik yapılarını güçlendirme yetisine sahiptir. Ayrıca yaşlılık döneminde ortaya çıkabilecek kemik hastalıklarına karşı da sizi korur.

 

 Enerji Verir

Bozanın içerdiği bol miktarda B vitamini vücuda ihtiyaç duyduğu enerjiyi verir ve yorgunluğa yenik düşmeyi engeller. Özellikle sporcuların bu sebeple bolca boza tükettiği bilinmektedir. Hamile kadınların doğumdan önce ve sonra boza içmesi de kaybettikleri gücü geri kazanmalarına yardımcı olmaktadır.

 

 

 

 Stresle Mücadele Eder

Bozanın içindeki B vitamini sadece fiziksel değil ayrıca zihinsel yorgunluk için de birebirdir. Sinir sistemi üzerinde yatıştırıcı özelliği olan Boza, yorulmuş ve yıpranmış sinirleri onarmaya yardımcı olur.

 

 Cilt ve Saç Sağlığını Korur

Boza, içerdiği B12 vitamini ve diğer mineraller sayesinde, cilt ve saç sağlığı için de oldukça faydalı. Kuru ciltlerin nemlenmesini sağlar, dökülmeleri önler, cildi yumuşatır, cilde sağlıklı, mat ve parlak bir görünüş kazandırır.


IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.